Bugün, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 86. yıl dönümünde, özlemle ve minnetle anıyoruz. Ancak ne kadar zaman geçerse geçsin, onun idealleri, ilkeleri ve bizlere bıraktığı emanet, bugün her zamankinden daha fazla rehberimiz olmalı. Ülkemiz, her cephede ağır sorunlarla boğuşurken, Atatürk’ün ışığına olan ihtiyaç günden güne artıyor.
Atatürk'ün en önemli miraslarından biri olan millet iradesi bugün sorgulanır hale geldi. Halkın özgür iradesiyle seçilen belediyelere kayyum atamaları, halkın iradesine yapılan müdahaleler ve demokratik hakların sınırlandırılması, milletin yüreğinde derin yaralar açıyor. Ekonomik pahalılık, işsizlik ve geçim zorluğu, insanları her geçen gün daha da zorluyor. Ülkemize sığınan milyonlarca mültecinin yarattığı toplumsal ve ekonomik zorluklar, cemaatlerin toplumu şekillendirme çabaları, her geçen gün artan hayat pahalılığı ile birleşerek halkı canından bezdiriyor.
Bu zor günlerde, adaletin işleyişine, hukukun üstünlüğü ilkesinin zedelenmesi, toplumda güven bunalımına neden oluyor. Atatürk’ün "geleceği emanet ettiği" gençlerimiz, neredeyse imkânsız denebilecek şartlarda eğitim almaya çalışıyor. Artık öğrencilik hayatı, yalnızca derslerde değil, geçim sıkıntıları içinde de bir sınav haline geldi. Yetersiz burslar, yüksek kiralar, artan yaşam maliyetleriyle baş etmeye çalışırken gençlerimiz geleceğe dair umutlarını yitirme noktasına geldi.
Ne yazık ki çocuklarımızı, kadınlarımızı, hatta yeni doğan bebeklerimizi bile koruyamaz bir hale geldik. Kadın cinayetleri, çocuk ölümleri, sağlık skandalları ülkemizi kasıp kavururken, toplumda vicdanı yaralayan olayların ardı arkası kesilmiyor. Gazetelerde neredeyse her gün bir kadının daha katledildiği, çocukların istismara maruz kaldığı haberleri, toplumun kanayan yarası olarak karşımıza çıkıyor. Yeni doğan bebek çeteleri gibi akıl almaz trajediler, insana dair en temel değerlerimizi sorgular hale getiriyor.
Ve en önemlisi, tarımın, hayvancılığın bel kemiği olan köylümüz, çiftçimiz artık üretemez hale geldi. Atatürk’ün “Köylü milletin efendisidir” diyerek onurlandırdığı Anadolu insanı, bugün yüksek maliyetler ve geçim zorlukları altında eziliyor. Çiftçiler artan maliyetler karşısında tarlasını ekmekten vazgeçerken, hayvancılıkla uğraşanlar pahalı yem fiyatları nedeniyle süt ineklerini kesime gönderiyor. Bu tablo, tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke olma idealinin ne kadar uzaklaştığını gözler önüne seriyor.
Bu noktada Atatürk’ün değerlerine, ilkelerine, vizyonuna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Atam, bu millet seni arıyor. Türkiye, senin gösterdiğin çağdaş medeniyet yolunda ilerlemek için özveriyle, birlik içinde olmalıdır. O zor günleri geride bırakacak, umut dolu yarınlara ulaşacak olan yine senin izinde olan bir millet olacaktır.
Uyan Atam, uyan! Senin ideallerine, senin aydınlık yoluna ihtiyacımız var.